13 Eylül 2012 Perşembe

Tersine Esen Rüzgarlar

Peygamber Efendimiz'e hakaret eden ve tüm inancıma saldırıda bulunun 'innocence of muslims' filminin 14 dakikalık fragmanının yayınlanması sonucu Libya ve Yemen'de Amerikan büyükelçileri basıldı. Ve Libya'da büyükelçi Stevens öldürüldü. Süreç çok sert ve hızlı gelişiyor.

Bu durumların üzerine Amerikan Dışişleri Bakanı Hillary Clinton " Özgürleştirdiğimiz ülkede bu nasıl olabilir" gibi şaşkınlıklar içerisinde bir cevap verdi. Kim bilir belkide klasik emperyalist oyunlarından birisidir. Fakat söylemek gerek ki bu çok şaibeli bir durumdur. Ve akıllara iki soru gelmektedir.

Arap Baharı tersine mi işlemeye başladı?
Bu ilk Amerikan senaryosunun ikinci perdesimi?

Yaşayarak göreceğiz başı şeyleri. Daha olayların ilk gününden kesin kanılara varmak çok güç. Fakat temennimiz bu durumun hayırlara vesile olmasıdır. Dilerim ki zararlı çıkan yine Müslüman Kardeşlerimiz olmaz.

22 Ağustos 2012 Çarşamba

Türk Ordusu

Oncelikle herkesi selamlarim ve yazimi tatildeyken telefondan yazdigim icin olusacak harf sorunlari icin simdiden ozurlerime basvururum.
Bugune kadar hep Turk Ordusunun gucunu ve ihtisamini dinleyerek buyuduk. Ve ordumuza hayranlik hissettik. Fakat bugunlerde halkimizin Turk Ordusunun gucunun olmadigini ve kendimizi abarttigimizi soyledigini isittim. Ve bunun uzerine bir arastirma yaptim.

Bazi verilere sadece internetten ulasabiliriz. Bende boyle yaptim ve gercekten resmi bir site buldum. Dunya devletlerinin ordularini resmi rakamlarla gosteren bir site. Sitenin kaynakcasi CIA dokumanlari. Siteyi yazimin sonunda sizlerle paylasacagim. Fakat once belirtmek istedigim konular var.

Resmi rakamlarla inceledigimiz zaman muazzam bir askeri gucumuz var. Resmi askeri personel sayimiz 2011 yilina gore 611.000 kisi civari. Yani dunyadaki 8. askeri personel buyuklugune sahibiz. Bunun uzerine personel sayisina nazaran hava ve deniz kuvvetlerine bakacagim.

Dunyada hava kuvvetleri anlaminda 1940 hava araciyla dunyada 7. Siradayiz. En cok savas helikopteri olan 2. Ulkeyiz.
Tank sayimiz ile dunyada 8. Siradayiz.
Deniz kuvvetlerimiz dunya 6.si. Ve cok ilginctirki deniz alti sayimiz Rusyadan fazla.

Genel ortalama olarak Dunyanin 6. Buyuk ordusuna sahibiz. Kisacasi dunya uzerinde sozu gecen bir ordumuz var. Ve bu verilere gore komsularimizin bizim ordumuzun yaninda kayda deger bir ordulari yok.

Burada resmi fuze sayilarini ve teknolojileri belirtmedim cunku bunlari verilerle belirtmek cok saglikli olmaz.

Sonuc olarak gunumuzde halkimiza karsi bir korku operasyonu surduruluyor. Bizi korkan ve kendini savunmasiz hisseden bir halk olarak kilmak istiyorlar. Turk ordusu gercekten kudretli ve olasi bir savasta tam seferberlikle 45 milyon a ulasabilecek bir seviyede. Ustumuzde oynanan basitseme oyunlarina kanmamaliyiz. Guclu ve saglam bir devletimiz var. Hukumetler gecici, Devlet kalicidir. Saygilarimla.

Kaynakca = www.globalfirepower.com

9 Ağustos 2012 Perşembe

Uluslararası Prestijimiz

Tarihi binlerce yıl öncesine ait bir millet olmanın gururu içerisindeyiz. Devlet yönetiminde üstün bir yeteneğe sahibiz ve gerçekten ayak bastığımız topraklara adaleti ve barışı götürmüşüz. Bugün durduğumuz nokta tamamen bununla alakalıdır. " Yurtta sulh cihanda sulh. " Atatürk'ünde dediği gibi böyle bir çizgi çekmişiz politikalarımızın önüne. Yürüdüğümüz yol bu güzergahtadır.
Görüldüğü üzre ortadoğuda ipler çok gergin. Ben olaylara bakarken genel anlamda devlet politikası gözüyle bakarım. Çünkü kişilerin politikalarıyla devletin yürüyeceğine inanmam. Bu olaylara partisel değilde Milletsel bakmanın faydalı olacağı gözündeyim. Türkiye Cumhuriyeti şu anda geldiği nokta itibari ile Ortadoğuda barış köprülerini oluşturmuş durumdadır. Gerçekten dış ilişkilerde başarılı olduğumuzu düşünüyorum. Bunun kanıtı ise Suriye'nin İran istedi diye uçağımızı düşürmesidir.
İran neden istesin ki? Bakın bu sadece teori. Birazda daha açmak isterim. Bu ellerine geçen bir kozdu ve değerlendirdiler. Hatta bir iki adım ilerleyerek şunu söylemek isterim, " Suriye tarihinde ki en başarılı hareket". Neden mi? Çünkü Türkiye kıskaca sıkıştırılmış oldu. Saldırırsa amerikan uşağı, saldırmazsa korkak olarak kalacaktır. Ve Ortadoğuda üstlenmiş olduğu liderlik rolü sekteye uğratılmış olacaktır. Bize düşen ise Savaş ile Barış'ın tam ortasından sahneye girmektir. İyi düşünülmüş ve bir kaç adım sonrası hesaplanmış bir stratejidir.
Az öncede belirttiğim gibi Suriye, İran ve Rusya Ortadoğuya alın hayallerinizde ki Türkiye'nin uçağını düşürdük demiştir. Ve buna karşılıkta gereken tepkiyi görmeleri gerekmektedir. Savaşa girmek çözüm değildir lakin sessizde kalınamaz.


Vladimir Jirinovski

Batımızda ki komşunun iflasını açıklaması ve güneyimizde ki komşunun uçağımızı düşürmesi ile hareketli günler geçiriyoruz. Ve gerilimler oldukça yüksek. Suriye yapmış olduğu bu hareketi tek başına planlayamayacak kadar içerden çatırtılı bir devlet. Bu konuda Rusya ve İran’ın vermiş olduğu silah desteği ortada. Şimdi bugünden ve dünden oldukça söz ediyoruz. Çünkü işin görülen ve bilinen kısmıdır bu bölüm. Fakat biraz da yarın için düşünmemiz ve sorgulamamız gerekmektedir.
Sizlere bu yazımda oldukça renkli ve uç noktada birisinden bahsedeceğim. Rusya Liberal Demokrat Partisinin kurucusu ve şimdiki lideri olan , Rusya Federasyonu Alt Meclisi Duma’nın Başkan Yardımcısı Vladimir JİRİNOVSKİ’den bahsedeceğim. Kendisi Yahudi asıllı bir Rus’tur. Aynı zamanda Politikacı, Avukat, Felsefeci ve Türkologtur. Türkolog olmasından da ilginci büyük bir Türk düşmanıdır. Türk Dili ve Edebiyatı hakkında bilgiyi okuduğu Moskova Devlet Üniversitesinde Asya Dilleri bölümünde edinmiştir. İngilizce, Fransızca, Almanca ve Türkçe olmak üzere 4 dil bilmektedir.Bu kişi Rusya’nın 3. Büyük lideridir. Ve aşırı sağcı söylemleri ile dikkate gelmektedir. “ Başlarına böyle birşey gelsin istemem ama Türklerin hepsi dünyadan yok olsa dünya birşey kaybetmez. ” sözü ile ne denli bir Türk düşmanı olduğunu görmekteyiz. Bununla birlikte Ermenilerin 15 yıl içinde Ağrı Dağını alıp birde tazminat elde edeceklerini iddia etmiştir kendisi. Çok tehlikeli ve uç noktadan düşünceler taşımaktadır. Bahsettiğimiz bu kişi çok arka planda değil söylediğim üzre 3. kişidir Rusya’da. Düşürülen uçağımızın ardından yaptığı Öcü Hikayeside bir hayli tartışma uyandırmıştır. Amerika ve Rusya’nın Türkiye, İran ve Suriye topraklarında karşı karşıya geleceğini ve bunun kimse tarafından engellenemeyeceğini iddia etmiştir. Bununla kalmayıp doğuda bir devlet kurularak ülkemizin bölüneceğinide söylemiştir. Çok hararetli anlar çıkartmış ve en vahşi yorumları belirtmiştir kendisi. Babası kökeninden aslen bir Polonya Yahudisidir. Aynı zamanda asıl adı “ Vladimir Volfoviç Eidelshtein ” dir. Fakat Yahudi olmaktan pek hazetmediği için o soyismi atıp yerine daha Rus gözüken Jirinovski’yi almıştır. Kişisel görüşüm Rusya’nın lideri olma ihtimali çok yoktur. Çünkü aldığı oy oranları %10 civarlarındadır. Fakat böyle bir kişinin Rusya’nın lideri olduğunu düşünürseniz o zaman gerçekten tarihe geçecek ve Hitler, Stalin, Mussolini’nin ardından ismini yazdıracaktır. Bu denli uç köşede ki bir insanı tanımamız gerekir. Çünkü topraklarımızın geleceği bu insanların yapacakları ile şekillenecektir. Bunları bilerek önlemler alınmalıdır. Saygılarımla.

Yarın Ne Olur?


Yarın nelerin olacağını kestirmek gerçekten zor. Fakat üstünde kaba taslak tahminlerde bulunulabilir. Suriye ile gerilen ilişkilerimizin ardından askeri bir hareketin olup olmayacağını zaman gösterecektir. Fakat ben askeri hareket olsa bile Rusya veya İran ile kesinlikle bu tarz durumların olacağını sanmıyorum. Rusya Türkiye gibi bir müttefiği son ana kadar bekleyecektir. Ve İran’da tüm Nato’yu karşısına almış olmasına rağmen yanı başında ki Türkiye’yi düşman olarak görmek istemeyecektir. Bir adım daha ileri gideceğim, bunu kesinlikle iki ülke hayal bile etmek istemez. Çünkü Türkiye son zamanlarda Amerika ve Avrupa birliği ile sıkı ilişkiler kursa bile asla Doğulu kimliğini terketmemiş ve her zaman Ortadoğudaki kardeşlerini yalnız bırakmamıştır. Bu iki ülke için her zaman bir ümit ve kullanılabilecek bir kapı olacaktır. Avrupa ile 5-10 yıl içinde ilişkilerim tamamen kopacaktır. Bu konuda şüphem yok. Amerika ise bir süre sonra şimdiki gücünü kaybedecektir. Fakat her zaman bir gücün yerini diğeri dolduracaktır. Diğer alternatif ya biz oluruz ya da bizimle iyi ilişkiler kurmak isteyen birileri. Çünkü en büyük silah bizim elimizde. Genç Nesil.Elbet kum saatinde ki kumlar akacak ve zaman bize bir şeyler gösterecektir. Yaşayarak öğreneceğiz. Ama bu asil milletin gençliği olarak hiçbir zaman direnç ve azmimizi yitirmeyeceğiz. Saygılarımla.

12 Mart 2012 Pazartesi

Özürlerime başvuruyorum.

Uzunca bir süre ayrı kaldım. Ve bu aralar çok fazla vakit ayıramıyorum. Hayatın şartları arasında ilerlerken yeni yazılar sunmadığım için affedin beni.

Bu sitede görevimi tam olarak yerine getiremediğimin farkındayım ve dilerim ki ilerisi için daha iyi şeyler yapacağım. Saygı ve Sevgi ile. . .

14 Şubat 2012 Salı

Riyakar Bizler

Akıl ile bilim bir çizgide gider değil mi? Hadi hepimiz çıkıp bir kaç tane popülerist sözler ile süsleyelim duvarlarımızı ve çağdan bahsedelim. Herkes aynı şeyi düşünsün. Aklın yolu bir desin ve biz çağdan bahsedelim. Hadi dinamikleri ile oynayalım hayatın ve farklılıktan bahsedelim. Hadi birbirimizin çizgilerini geçelim ve değiştirmeye çalışalım sonrasında insan hakları diyelim. Düşman fellik fellik gelsin biz ise sabır dirayet kavramını dillerden düşürmeyelim.

Kuantum diyelim ve varsayımlara hakikata saldıralım. Dayanağımız yokken popülarizmin bağnazlığını yapalım ve tüm evreni çiğneyelim ayaklar altında. Oldu mu insan?

Sanma ki kendin bir şey bulmaya ilerliyorsun. Gittikçe düşüyor ve adabını ayaklar altına alıyorsun. Maymundan gelmedin ama maymunu bile geçiyorsun. . . .

4 Şubat 2012 Cumartesi

Gerilim Zamanı

Şimdi moda olan bir konuya sert kroşelerle girişmek istiyorum yazımda. Hani modadır ya arada bir kaç tane isyankar ruh çıkar ve aptallıklar üzerine kurduğu hayatında ki bozukluk ve dengesizlikleri Her şeyin yaratıcısı Allah üzerine bağlayarak egolarını tatmine girişirler içten içe. Kısacası düzen yoktur. İnsanlar özgürleşmelidir. İsyan mevzusu habire gündemdedir. Bu halil sezai motifinde ki insanlar nedense bu denli söylemlerle kendi gibi destekçiler bulurlar ve köşelerine çekilirler. Hiç yanlış yolda ki birini dahi düzeltmeyen bir doğru varmıdır?

Madem söyledikleriniz doğru ve "yaratıcı bir güç yok". "Din bağnazlık" O halde kanıtlıyın. Şimdi kendinizi kanıt olarak sunmayın çünkü tipiniz tamamen anti tezdir. Hayattan kopmuş ve ahmakça yaşayan bir tipin doğruyu söylemesi çokda olağan değildir yanılmıyorsam. Dediklerinize saygı duymuyorum çünkü insanların inançlarını böyle önemli günlerde mendil gibi kullanamazsınız. Hayatta ringin dışına atılmış bir güreşçi gibi kuralları karalayarak bir yere gelemezsiniz.

Tüm olguları yıkarak rüyanda gördüğün fizik dışı dünyanda mutluluk duyabilirsin ben buna saygılıyım ama bana bunlardan bahsetme. Çünkü çıkarttığın gazları ipe sermek gibidir bu. 

Beni inançlarıma dem vurarak köşeye sıkıştırmaya çalıştılar. Tamam sen inanma senin bileceğin iş fakat bana saygısızlık yaparsan bende seni köşende fikirlerinle boğarım. Herkesi inancı kendinedir önce saygılı olmalı insan karşısındakinin şahsına. Kandilinizi geç saattede olsa kutlarım. Allah yardımcımız olsun.

30 Ocak 2012 Pazartesi

Belirsiz çizgiler

Yazdığım yazılar nesnellikten çok öznele kaymaya başladı. Bunun için öncelikle özür dilerim fakat takdir edersiniz  ki her insan kendini ifade etmeyi sever. Kimileri yapabilir. Kimileri ise beceremez. Herneyse bugün çok farklı olmayacak. Hayat maratonum yüzünden sık sık paylaşımda bulunamıyorum. Size sadece bir iki dipnot vermek isterim.

Hakimiyet onların elinde değil. Sadece böyle göstererek korku politikası uyguluyorlar. Ve bize baskıda bulunuyorlar. Şu anda en güçlü olan onlar fakat herkesi yönetmiyorlar. Biraz da gerçekci olmamızda fayda olduğu yönünde düşünüyorum. Çünkü hakimiyet kolay bir şey değildir.

Korku politikalarına düşmemeniz dileklerimle. Allaha emanet olun.

18 Ocak 2012 Çarşamba

Global Dünya

Bütün dünyanın artık çoğu konuda ortaklaşmasıdır. Sadece ekonomi değildir çünkü ekonomisi ortak olanın herşeyi ortaklaşmaya başlar. 

Global dünya yeni dünya düzeninin getirilmesi için ortaya çıkartılmış ılımlı bir bakıştır. Daha doğrusu ılımlaştırıcı. Yeni dünya düzeni dünyanın sadece bir devletten oluşmasını ve yönetilmesini içeriyor. 

Gizli örgütün yönettiği bir devlet. Peki bu devlet düzenini sağlamak için neler gereklidir? Çok basit bütün kültürlerin ortaklaştırılması ve yapılamayanların yokedilmesi. Çünkü bazı şeyleri insanlara dikte etmeniz için onların kültürlerinde bunun olması gerekir. 

Paraya önem vermeyen bir kültüre paracı bir sistem dayatılamayacağı gibi. Bunlar yapılırken dünya üzerinde ki bütün halklar bundan  habersizdir. Globalleşen dünyada para ön plana çıkarken modern kölecilik anlayışı gündeme oturuyor aslında. Yani günümüzde geldiğimiz nokta budur. 

Modern kölecilik sistemine oturtulmuş insanlar para için çalışıyor. Çeşitli ekonomik sıkıntılar yüzünden hiç bir şeyi sorgulamayıp düşünmüyor. Aslında suçu insanlarda aramamak gerek çünkü aç kalmak gerçekten basit bir şey değildir. 

Para sistemi içinde zorluklarla boğuşan insanlar kültürlerinin bırakın yaşamayı varlığını bile unutur oluyor. Nereye kadar gidecek bu sistem?
Sadece günlük hayatımızın yanısıra bunların farkına bile varsak bir miktar düzene girecektir. 

Global dünyada düşmanımızı uzakta değil yakında aramalıyız. Kültürümüzü ve en önemlisi olan kültürümüzü şekillendiren inancımızı en büyük zırhımız olarak kullanmalıyız. Düşman güçlü ama bizim korkumuz onun beynini yönetiyor!!!

8 Ocak 2012 Pazar

Tarih öncesi çağlar yalanı - 1

Hepimiz tarih öncesi çağlar denildiğinde eski insanları ilkel bulmuş ve günümüz insanlarını çok daha zeki olarak isimlendirmişizdir aşağı yukarı. Çünkü bu felsefe bunu gösterir. Klasik olarak yaklaştığımızda ortaya çıkan şey,

Eski insanlar aptalmış, ateşi bulmuşlar, sopanın ucunu sivrilterek avlanmışlar, yazıyı bile anca keşfetmişler olarak görülür. İnsanın gittikçe üst seviyelerde zekaya ulaşması ise insanın daha çok gelişmesi olarak adlandırılır.

Darvinizme göre olduğu gibi insan evrimini tamamlıyordur kısacası. Fakat bu saçmalıktan başka bir şey değildir. Sizlere bu öğretilmek isteniyor kardeşim. Emin olun safsata. Daha farklı bir şey değil. Tüm bilim yanılıyor mu yoksa? Tabiki bilim gerçeği biliyor. Ama bunu sana anlatmamaları lazım ki planları işlesin.

İnsanoğlu en amelesinden en gelişmişe doğru gitmektedir diye dikte ediyorlar tüm dünyaya. Ve tüm eğitim sistemlerinede bunları yerleştirmişler. Bu şekilde devam ediyor sistemin işleyişi. Ve ortaya sorgulamayan gençler çıktığı gibi, sorgulasa bile doğruyu bulamayacak ahmaklar çıkıyor. Bakın biz ahmak değiliz. Ahmaklaştırılıyoruz!

Hz.Adem’in döneminde tarımla ilgili durumların olduğunu dini bilgilerimizden biliyoruz. Fakat tarih öncesi çağlar olayına bakılırsa tarım 12.000-4.500 yıl önce gibi dönemlerde bulunduğu düşünülmektedir. Şimdi bu Hz.Adem’in yaşadığı dönem olamazmı diyeceksiniz. Bunun kanıtı ise bu iddiayı atan insanların tarımın Ortadoğuda başlayıp dünyanın 6 farklı yerinde devam ettiğini söylediklerini belirtmeliyim. Kısacası olaya farklı bir boyutla bakılıyor.

Yani zekası ilerleyen insan buluyor ve gelişiyor. Arkadaşlar bilimin ilerlediği kesin. Bu konuda hepimiz hem fikiriz. Fakat genel olarak insan zekasının gerilediğinden hiç ama hiç şüpheniz olmasın. Çünkü eskiden insanlar koyun otlatırdı, şimdi ise insanlar koyun oldu ve otlatılıyorlar.

Bu herifler insan zekası gelişiyor, evrim tamamlanıyor derken aynı zamanda gelişen insanın tanrısallaşmasından bahsedilir. Bu yüzyıllık bir plandır kardeşlerim. Sonunda emin olun Allah’ın varlığının reddettirecek sonuçlar çıkartılarak dünya üzerinde seküler bir düzen kurulmaya çalışılacaktır. Fakat her şey nafile.

Size hiçbir zaman her şeyi tam anlamıyla sunmadım. Çünkü benimde vakit sınırlamam var bu hayatta. Gözünüzü dört açmanız ve sorgulamanız için tüyo verdim sizlere. Hafiften ayıktırdım sizleri. Dilerim ki yüzlerce değil milyonlara ulaşırda yaptığım işin asaleti ve hayır boyutu büyür. Selametle kardeşlerim.