Dünya düzeninin hızlı bir şekilde eksen yaşadığını hepimiz çıplak gözle görebilmekteyiz. Bu konu ile alakalı çok farklı yorumlar mevcut. Kimisine göre planlanan hareketler. Kimisine görede kazılan kuyuya düşülmesi hadisesi.
Hadiseler üzerine 100'lerce yorum yapılabileceği çok açık. Fakat çok farklı bir perspektiften incelemekte fayda olduğu kanaatindeyim. Duruma Türkiye üzerinden değilde Mısır üzerinden bakmak istiyorum.
2011 yılında Arap baharı ihtilaliyle Mısır'ın muhalif lideri olan Mursi bir çok hareketide peşine sıraladı. Mısır'ın Tayyip Erdoğan'ı lakabını alan Mursi Yargı, Asker ve çeşitli devlet kurumlarını sisteme sokmak üzere yenilikçi hareketler yapma girişiminde bulundu. Yapılmak istenen Türkiye'deki hareketin bir benzeriydi. Ve rol modelde kesinlikle Türkiye olmalıydı.
Şimdi meseleye yukarıdan bakmak gerek. Batı destekli Arap Baharında başa geçmiş bir Lider'i yine aynı Batı neden devirmek ister?
Arap Baharı istenilen sonuçları vermedi mi?
Arap Baharı tamamen Batı destekli olup çeşitli Batı kurumları tarafından planlanmış bir organize harekettir. ( BKZ. OTPOR ve CANVAS ) Bu hareketin içinde Türkiye'nin rol alması çok eleştiri çekmiş ve Türkiye'yi Batıcı bir kukla olarak atfettirmiştir. Fakat bu gün gelinen nokta gerek Türkiye gerekse Mısır'daki olaylar, Türkiye'nin süreci harika yönettiğini ve Baharı kendi safhına çektiğinin bir kanıtıdır. Arap Baharına burnunu sokan Türkiye mevcut sistemler üzerinde büyük etki yarattı.
http://yenisafak.com.tr/roportaj-haber/arap-baharinda-turkiye-lider-ulke-13.04.2013-424214 Bu başlıktaki göreceğiz haberde konuşan ICG Ortadoğu ve Kuzey Afrika direktörü Hiltermann'da dediklerimi doğrular nitelikte.
Mursi kukla olması beklenen fakat baş kaldırmış ve ülkesine yeni bir sistem tasarlamış bir Lider'dir.
İlerleyen günlerde neler olacağı belirsiz. Lakin başta kalmaya devam ettiği süreçte neler olacağı apaçık ortadadır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder